Yatarken bir yandan diğer yana döndüğünüzde başınız mı döndü? Yada yukarıya bakarken veya öne eğildiğinizde baş dönmesi mi oluştu? Oluşan baş dönmesi çok şiddetli de olsa, 60 saniyeden daha kısa süreli miydi? Bu çok rahatsız edici bir yakınma olsa da, tedavisi çok basit bir hastalık olabilir; iç kulak kristallerinizin yeri değişmiş olabilir. İlgi alanı iç kulak hastalıkları olan bir Kulak Burun Boğaz hekimine başvurmalısınız.
İç Kulak Neresidir?
Kulak yapılarımızı belli başlı bölgeler olarak üçe ayırabiliriz. İç kulak, dış ve orta kulaktan sonra gelen, kafa tası kemiklerinden şakak kemiğimizin en derindeki, piramit şekilli en sert bölümünde yer alır. İşitmeden sorumlu kulak salyangozu ve bir tür hareket sensörü olan denge organımız iç kulakta yerleşmiştir. İç kulak yapılarımızın tamamı sıvılarla dolu ince zarlardan oluşmuştur.
İç Kulak Kristali Nedir?
Denge organımız içinde 5 ayrı bölüm vardır. Bunlardan üçü yarım daire kanalları (YDK) şeklinde olup, başımızın her bir boyuttaki dönme hareketlerini algılamak içindir. YDK yapıları yerleşimlerine göre üst kanal, yan kanal ve arka kanal olarak isimlendirilir. Kalan iki bölüm üzerlerine yapışık kristaller sayesinde yatay ve dikey düzlemlerdeki hareketleri algılar. Normalde YDK yapılarının içinde kristaller bulunmaz.
Kristal Hastalığı Nasıl Oluşur?
Kafa travmaları veya geçirilen iç kulak viral enfeksiyonları sonucunda yapışık haldeki kristaller yerlerinden koparak iç kulak sıvıları içinde serbest şekilde yüzer hale geçebilmektedir. Böylece yatay düzlemdeki hareketleri algılayan bölümden kopan kristaller, YDK bölgelerine kaçarlarsa kristal hastalığına neden olmaktadırlar. Yerleşimleri nedeniyle doğal olarak kristaller en sık arka kanala, daha nadir olarak yan kanala kaçabilmektedir. Teorik olarak üst kanala da kristal kaçması söz konusudur ancak pozisyonu nedeniyle kolayca tekrar geri çıkabilmektedir. Arka kanal ve yan kanala kaçan kristallerin özel baş hareketi manevralarıyla çıkarılmaları gerekmektedir.
Kristal Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur?
Baş dönmesi ile başvuran hastanın yakınmaları dikkatle sorgulanıp, şikayetlerin başlayış ve oluş şekli aydınlatılıp, eşlik eden diğer yakınmalar etraflıca tespit edilmelidir. Öncelikle tam bir KBB muayenesi yapılmalıdır. Ardından beyin ve beyincik fonksiyonlarına yönelik nörolojik muayenelerin yapılması gerekir. Daha sonra iç kulak hareket sensörlerinin fonksiyonları özel muayene yöntemleriyle incelenmelidir. Kristal hastalığının tespit edilmesi sadece fizik muayene yöntemleriyle mümkündür. Diğer bir deyişle ayırıcı tanıya yönelik çalışmalar dışında her hangi bir kan tetkiki yapılmasına, özel elektrofizyolojik laboratuar yöntemlerine yada herhangi bir film çekilmesine gerek yoktur.
Kristal hastalığının tanısı için, serbest halde yüzen kristallerin hangi kulakta, hangi kanala kaçtığının tespit edilmesi gerekir. Kristal hastalığının sağ kulakta mı, yoksa sol kulakta mı olduğunun ve hangi kanalın yada kanalların tutulduğunun tespit edilmesi karışık fizik muayene yöntemlerini gerektirir. Her bir durumun incelenmesi için özel tanı manevraları vardır. Hastalık genellikle tek bir kulakta ve tek bir kanalın tutulumuyla görülse de, son derece karışık durumlarla da karşılaşılabilmektedir.
Kristal Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi için kaçan kristallerin bulundukları yanlış konumdan çıkarılarak, ait oldukları iç kulak yapısına gönderilmesi gerekir. Kristallerin orijinal yerlerine gönderilmesi için re-pozisyon manevraları uygulanır. Kristalin kaçtığı kulağa ve kanala göre değişen farklı manevra yöntemleri vardır. Hatta aynı patolojik durum için tanımlanmış birden çok re-pozisyon manevraları da söz konusudur. Düzeltici manevraların bazen tekrarlı defalar uygulanması gerekebilir. Genellikle ilk manevra ile hastaların yaklaşık %80’i tedavi edilebilmektedir.
Birden fazla kulak ve/veya kanalın tutulduğu kristal hastalığı durumlarında, öncelikle bulguların en belirgin olduğu pozisyona göre düzeltici re-pozisyon manevraları yapılmalıdır. Yapılan kontrol muayeneleri ile devam eden diğer kulak yada kanallara ait kristal hastalığı durumları da sırayla tedavi edilmelidir.
Kristal Hastalığının Takibi Nasıl Yapılmalıdır?
Düzeltici manevra sonrasında hasta 2 hafta boyunca ani baş ve boyun hareketlerinden kaçınmalı ve tutulan kulak altta kalacak şekilde yatmamalıdır. Hastalar hayati tehlike yaratabilecek durum ve pozisyonlardan uzak durmalıdır. Yapılan kontrol muayenesinden sonra bulgular düzelmişse kısıtlamalara son verilir
Kristal hastalığına ait yakınmalar mucizevi bir şekilde düzeltici re-pozisyon manevraları ile tamamen düzelir. Hastaların ek olarak herhangi bir ilaç kullanmalarına gerek kalmaz. Ancak kristal hastalığına eşlik eden diğer denge yakınmalarının birlikte bulunması halinde, tanı için ek araştırmalar ve ilaç tedavileri gerekebilmektedir.
Kontrol muayenelerinde hastalığın devam ettiği tespit edilirse, düzeltici re-pozisyon manevraları tekrarlanmalıdır. İki hafta aralarla toplam üç kez düzeltici manevra yapılmasına rağmen hala yakınmalar devam ediyorsa mutlaka ayırıcı tanı çalışmaları yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder